6 Temmuz 2015 Pazartesi

Günlük ve mevsimlik olarak, biz her gün yollarda ölüyoruz ve sadece istatistiklere giriyoruz.

Bu gün sabah 05.30’da  Manisa'nın Gölmarmara ilçesinde, kasasında tarım işçileri taşıyan kamyonet, süt tankeri ile çarpıştı. Şerit ihlali yaptığı söylenen tanker ile çarpışan  kamyonette bulunan 13’ü kadın 15 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi de yaralandı. Belediye Başkanı ilk açıklamasında, "Bu yol dar ve problemlidir. Yıllardır sıkıntı yaşıyoruz ve inşaat halen devam ediyor. Yılan hikayesine döndü bu iş. Devlet büyüklerinden bir an önce bu inşaatın bitirilmesini istiyoruz. 1 yıl içinde 10-15 kaza oldu ve 20'nin üzerinde kayıp var. Bu yol ölüm yolu olmuştur..." demiş. (www.haberler.com) Duble yollarımızla övündüğümüz memleketimizde yollar her gün can almaya devam ediyor. 2015 Haziran ayında basına yansıyan ve bizim gördüğümüz çarpışma haberlerinin derlemesinden çıkan sonuç, 262 kişi yollarda hayatını kaybetmiş, 1.542 kişi yaralanmış. Günlük ve mevsimlik olarak, biz her gün yollarda ölüyoruz ve sadece istatistiklere giriyoruz.  Oysa denetimler, yönetmeliklerde yazdığı şeklinde yapılmış olsaydı, belki ölmezdik bu kadar çok yollarda.   
2010 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Geçici Tarım İşçileri için  bir eylem planı hazırlamış.  Ulaşım ile ilgili hazırladıkları hedeflerini ve faaliyetlerini belirlemiş. 1. Hedef olarak, mevsimlik gezici tarım işçilerinin ulaşımlarının ucuzlatılmasını belirlemiş. Bunun için Demiryollarından yararlanılması, seferlerin artması, bekleme alanlarının yaratılmasını da faaliyetleri olarak yayınlamış. Gezici tarım işçilerinin yol güvenliklerinin artırılmasını da 2. Hedef olarak belirlemiş. Faaliyetleri kısmına da tarım işçilerini taşıyacak araçlarla ilgili düzenlemelerin yapılacağı,  denetimlerinin yapılacağı,  uygun olmayan yollardan yolculuk yapmalarının engelleneceği ve gereksinim halinde kamuya ait tesislerde geçici konaklama yaptırılacağı yer almış. (http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/ShowProperty/WLP%20Repository/csgb/slogan/dosyalar/dokuman4)  Aradan geçmiş 5 yıl, Demiryolları aktif hale geleceğine atıl hale gelmiş, araçlarla ilgili düzenlemeler ve denetimler ise bir proje olarak dosyalarda kalmış. 2014 bir rapor hazırlanmış ve Meclis’e sunulmuş.  METİP’e (Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi) ödenek de aktarılmadığına dikkat çekilmiş,  Meclis raporunda, “Oluşturulan yapının bir proje olarak kurgulanması ve ödeneği aktaran kurumun ödeneği kullanan kurumu denetleyemediğinden tahsis edilen ödeneklerin etkin ve verimli kullanılması da sağlanamamıştır” denilmiş. (http://zete.com/tbmmden-mevsimlik-iscilerle-ilgili-carpici-rapor-metip-projesi-etkin-calistirilmadi/)  Birkaç gün medya ve karar vericiler bu konu ile ilgili açıklamalar yapar, medya kuruluşları dosyalar hazırlayıp yayınlar, sonra istatistiklerin, proje dosyalarının arasına koyarlar ve biz yine devam ederiz yollarda ölmeye.

Her çarpışma sonrası, kayıp ve yaralanmanın ardından bir de yargı, sigorta, rehabilitasyon süreci başlar. 15 insanın yaşamını kaybetmesi, 2 insanın da yaralanması ülkemiz gündeminden hemen kalkar. Birkaç günlük denetim ve önlemler kısmi olarak belki devam eder ama bu çarpışma ile istatistiklere giren trafik mağdurları uzun ve yıpratıcı bir sürece girer. 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Zorunlu Trafik Sigortası ile artık tüm tedavi masrafları SGK tarafından karşılanacak ve trafik sigortasının hiçbir yükümlülüğü olmayacaktır. 2 yaralının uzun süreli tedavisi olacak ve bakıma gereksinimi olacak ise bununla ilgili hiçbir destek almayacaktır sigortadan. Kamyonetin eğer taşıma sigortası yoksa vefat tazminatları için de uzun yıllar sürecek dava süreci ile karşılaşacaklardır. Kamyonet sürücüsüne açacakları manevi tazminatı davasından sonuç çıksa bile, sürücünün üzerinde malı mülkü yoksa bu bedel de alınamadan yok olacaktır. Bizim kanunlarımızda manevi tazminatlar ödenmediği takdirde, zaman aşımı sonunda dosya ile birlikte kapanıyor ve dosyayı açık bırakmak için sürekli icra işlemi yaptırsalar bile, sanıklar üzerlerine mal almayıp, banka kullanmadan hayatlarını geçirebiliyor çünkü ödemeleri gereken parayı ödemedikleri zaman kanunda hiçbir yaptırım yok. İşte tüm bu nedenlerle, biz trafik kazası demiyoruz çünkü “kaza” kelimesi baştan affetmeyi öngörüyor. Oysa yaşananların hepsi dikkatsizlik ve sorumsuzluk nedeni ile meydana geliyor. Kamyonetin ayakta bu kadar insanı taşıyamayacağı baştan öngörülebiliyor,  o zaman neden hala “kaza” diyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder