23 Şubat 2015 Pazartesi

Biz yollarda fazla ölüp, toplu yaralanıyoruz ama yine olmasın diye hiçbir önlem almıyoruz.

Sadece 20-23 Şubat 2015 tarihleri arası ve 23 Şubat 2015 saat 17.45’e kadar, basına yansıyan trafik çarpışması haberleri sonucu 31 kişi hayatını kaybetmiş, 181 kişi de yaralanmış… Biz yollarda ölüyoruz, yaralanıyoruz ve sakat kalıyoruz ama bir türlü karar verenler bir araya gelip de bu konu da karar veremiyorlar ve biz yine ölmeye devam ediyoruz. 
Gündem çok yoğun, ülkem çıldırmış gibi, her gün gencecik insanlar hayatını kaybediyor, kadına şiddet, işsizlik, ekonomik sıkıntılar hepsi her gün yaşanıyor. Seçim yaklaşıyor, gündem karışıyor. Siyasiler her gün bir konu ile ilgili konuşuyor, seçim bildirgeleri hazırlanıyor. Aday adayları kendi tanıtımlarını hazırlıyor. Tüm bunlar olurken, biz yine yollarda ölüyoruz, yaralanıyoruz ve sakat kalıyoruz… 
Hep 3. Sayfa haberi olarak ve her zaman ötelenen bir sorun halinde trafik çarpışmaları ile yaşamamıza devam ediyoruz. Hiçbir siyasi bu konuyu dikkate almıyor; seçim bildirgesine ulaşım ile ilgili projeler yazılıyor ama trafik mağdurları ile ilgili hiçbir cümle yazılmıyor. Adalet biz trafik mağdurları için hiç olmadı çünkü hep kader olarak değerlendirildi ve giden gitmiş, kalanı kurtaralım dendi. Sigorta, rehabilitasyon, hastane ve sonrasındaki bakım hizmetleri ise her zaman var gibi gösterildi ama yok  oldu.   
Biz resmi olmayan rakamlara göre her yıl 10.000 kişiyi yollarda kaybediyoruz, en az 250.000 kişi yaralanıyor ve FEVR’in araştırma sonucuna göre, her yıl hayatını kaybeden kişi sayısı kadar insanımız da sakat kalıyor. Bu sayı karar verenlere az mı gözüküyor acaba? Bir söz vardır,” bir kişinin ölümü trajedi, bir milyon kişinin ölümü ise istatistiktir”. Trafik mağdurları istatistik olarak algılanmaya devam ediyor. 
Denetimin sürekli olması için ve mevcut yasaların uygulanması için daha ne bekliyoruz? Çarpıyor, kaçıyor, bir yada birçok insanın yaşam hakkını elinden alıyor, lütfen tutuklanıp, ilk duruşmada serbest bırakılıyor ve temiz giyinip, pişmanım dediği için ve taşkınlık yapmadığı için iyi hal nedeni ile cezası iniyor, genelde para cezasına çevrilip dava bitiyor. Biz uğraşıyoruz yıllarca dava için, tazminat hakkı için ve sonunda kalıyoruz tek başımıza… 
Oysa, cezaların caydırıcı olması ve mağdurların haklarına ulaşabilmeleri, bizim gelişmiş ülke standartlarına ulaşmamızın bir göstergesi olacaktır. Mağduriyete neden olan faktörlerin belirlenip tespit edilmesi,  benzer mağduriyetlerin tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınması ve yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi de yeni mağduriyetlerin yaşanmaması için en önemli etkendir. Özellikle trafik çarpışmalarında ve ülke çapında gerçekleşen yol güvenliği projelerinde meydana gelen çarpışmalar ve çarpışmalar sonucunda alınan/verilen cezalar, yaşanan mağduriyetler tam anlamı ile incelenip, olmaması için gerekli önlemler alınsa ve uygulansa hala yollarda 10.000 insanımızı kaybeder miyiz?


Trafik Mağdurları Kimdir?
Trafik mağdurları, trafik çarpışmaları sonucu oluşan çok büyük bir topluluktur. Din, dil ve ırk ayırt etmeden, genç yaşlı dinlemeden, ölen, yaralanan, sakat kalan ve geride kalanlar topluluğu. Dünyada, ülkemizin her tarafında ve neredeyse artık her evde… 
Trafik çarpışmaları ve çarpışma sonucu yaşanan sorunları oluşturan etkenler ahtapot gibi pek çok koldan oluşur. Bu sorunun ilgili kurumları da her bir aşamada farklılık gösterir. Trafik mağdurları, çarpışma sonrası her kurum ile ayrı ayrı uğraşmak ve hakkını aramak için çaba göstermek zorundadır. 
Çarpışma olduğu anda hemen acil yardım gerekmektedir. Bu anda Trafik Mağdurları Sağlık
Bakanlığı ile karşılaşır. Ambulans ve acil yardım sonrasında hastane tedavisi gelir.
Ölümlü ve yaralanmalı çarpışmalarda polis soruşturması yapılır ve polis çarpışma dosyasını
hazırlar, polis geldiği andan itibaren trafik mağdurları İçişleri Bakanlığı ile muhattaptır.
Polis soruşturması bittikten sonra yargı süreci başlar ve trafik mağdurları Adalet Bakanlığı ile karşı karşıya gelir. Bu arada sigorta şirketleri devreye girer. Eğer çarpışmada yol kusuru varsa Ulaştırma Bakanlığı ve Belediyeler de trafik mağdurlarının muhatabı olur. Trafik çarpışmalarında en büyük sorun, çarpışma sonrasında yaşanan ve ödül gibi cezalarla sonuçlanan, mağdurların mağduriyetini daha da artıran yargı sürecidir. 
Genelde kadermiş anlayışı Yargı döneminde hala devam etmekte, giden gitmiş, kalanı kurtaralım düşüncesi, dava sürecinin her aşamasında kendisini göstermektedir. Özellikle “çarpıp-kaçma” artık bir alışkanlık haline gelmiş ve hakim takdirinde bir karar olduğu için de , basit bir trafik davası olarak görülmeye devam etmektedir.  AB ülkelerinde çarpıp kaçmak, “yaşam hakkı ihlali” olarak yargılanmaktadır.“ Oysa çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın yaşam hakkını ihalal etmektir. “ Hukuk davasında çıkan tazminatlar ise hiçbir yaptırımı olmadığı için, zaman aşaması sonunda ödenmeden yok olup gitmektedir. 
Çarpışma sonrasında alınacak ve alınması gereken rehabilitasyon ve psikolojik destek
sürecinde de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı devreye girer. Bir de çarpışma sonrası sakatlıklar vardır.

Uzun, yıpratıcı ve çözümsüz bir süreçtir trafik mağdurlarının yaşadığı . Haklarımızı, bu haklara nasıl ulaşacağımızı, davamıza nasıl sahip çıkacağımızı ve haklıyken nasıl haksız duruma düşmeyeceğimizi hala bilmiyoruz. Bizim için yani Trafik mağdurları için Adalet ve adaletin en önemli sorunu.

Avrupa Suç Mağdurları Günü ve Trafik Mağdurları

22 Şubat 2015 Suç Mağdurları Günü,  Avrupa Birliği genelinde, her yıl 75 milyon insan suç mağduru. Avrupa Birliği Üyeleri, mağdurların haklarını minimum düzeyde de olsa garanti ediyor ve koruyor. Mağdurların hakları konusunda bilgilenmeleri, yönlendirmeleri, ceza yargılamasında aktif katılım, rehabilitasyon ve mağdura destek hizmetlerinde Üye Devletler mağdurların yanında oluyor. Bizim ülkemizde ise mevcut yasalar ve yasa uygulayıcıların alışkanlıkları nedeni ile mağdurlar, mağduriyet sonrasında da mağdur oluyorlar.
Biz trafik mağdurları olarak; ülkemizde Mağdur Haklarının uygulanması ve ayrım yapılmadan her mağduriyet için devlet tarafından destek hizmetlerinin verilmesi ve minimum düzeyde bile olsa haklarımızın korunmasını talep ediyoruz.
Trafik Mağdurları olarak taleplerimiz,  
·         Mağdurların hakları ve bu haklara nasıl ulaşacakları konusunda bilgilendirme ve yönlendirmelerin yapılması,
·         Mağduriyet sonucu ortaya çıkan tedavinin tam ve eksiksiz yapılması, tedavi sonrası bakım hizmetlerinin sağlanması,
·         Mağdurların haklarının korunması ve desteklenmesi,
·         Polis soruşturması ve yargı sürecindeki soruşturmanın tam ve eksiksiz yapılması,
·         Yargı ve sigorta sürecinde tüm mağdurlara destek verilmesi ve insan odaklı bir yargılama yapılması,
·         Yargı sürecinde, sadece temiz kıyafet ve sakin davranış nedeni, uygulanacak cezalarda iyi hal uygulanmaması,
·         Ülkemizde sıklıkla görülen çarpıp-kaçma davalarının, taksirli adam öldürme ve yaralamadan çıkarılarak, yasa önünde, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi “bilinçli taksir olarak değerlendirilmesi,
·         Trafik çarpışmaları sonrasında, hukuk davası sonucunda kazanılan manevi tazminatların, sanık tarafından ödenmemesi ve hiçbir yaptırımının olmaması nedeni ile, tazminat haklarının, kamu alacağı olarak değerlendirilmesi, ödenmemesi durumunda hapis cezası uygulanması,
·         Mağdurlara travma sonrası gerekli rehabilitasyon desteğinin verilmesi. 

Cezaların caydırıcı olması ve mağdurların haklarına ulaşabilmeleri, bizim gelişmiş ülke standartlarına ulaşmamızın bir göstergesi olacaktır. Mağduriyete neden olan faktörlerin belirlenip tespit edilmesi,  benzer mağduriyetlerin tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınması ve yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi de yeni mağduriyetlerin yaşanmaması için en önemli etkendir. Özellikle trafik çarpışmalarında ve ülke çapında gerçekleşen yol güvenliği projelerinde meydana gelen çarpışmalar ve çarpışmalar sonucunda alınan/verilen cezalar, yaşanan mağduriyetler tam anlamı ile incelenip, olmaması için gerekli önlemler alınsa ve uygulansa hala yollarda 10.000 insanımızı kaybeder miyiz?